24 Aralık 2013 Salı

Çıkış

Benjamin Button gibi hikayenin başına dönmek istemezdim ama bu bebelerin bir de çıkış hikayeleri oluyor. Her anne için başka başka hikayeler ve travmalar yaşandığını söylesem yanlış söylemiş olmam zannımca. 

Hamileyken sokakta tanımadığım insanlar, asansörde komşu kadınlar beni durdurup durdurup kendi doğumlarını anlatıyorlardı. O zaman bu çok garibime gitmişti ama kendim de doğurunca ve kendi hikayemi milyonlara anlatasım gelince, travmalar paylaştıkça güzel hissiyatına ben de kapıldım.

İlk defa doğum yapılacaksa inanılmaz bir "bilinmeyen"in içinde buluyor insan kendini ve takdir edersiniz ki insan bilinmeyenden aşırı derece korkar. Milyonlarca kere yaşanmış bir durumun bu kadar bilinmez bir hal alması da ilginç ama benim durumumda bu durumu sevgili old-school karizmatik doktoruma borçluyum diyebilirim.Saçlarındaki aklar kadar doğum yaptırmış Dr.Who amcamız kadınlarla uğraşmaktan sıkılmış veya mesleki deformasyona uğramış olacak ki yüzlerce sorumu "daha belli olmaz", "bakalım görelim", "zamanı gelince" şeklinde kısa kısa cevaplayarak bu bilinmeyen durumu iyice ortaçağ karanlığına gömdü sağolsun.

40.haftaya yaklaşırken Uzay bey de içinde yaşadığı habitatı çok ekmek elden su gölden görmüş olacak ki gelmek bilmedi. Doktorun doğumdan önceki son kontrolümde laf arasında perşembe gelin de bebeği suni sancıyla alalım demesi beni internetteki bütün forumlardaki suni sancı hikayelerini okumaya itti ve tabiki daha da korkmama sebep oldu .

Suni sancı dediğimiz şey kolunuza bağlanan bir serum ve suni bir şekilde kasılmanızı sağlıyor. Doğum yapacakları korkutmayı gerçekten istemem ama özellikle son bir saatte çektiğim acının resmini sanırım abidin amca bile yapamaz. Ama doğurduktan sonra böyle bir rahatlama yok:) Normal doğum yaptığım için pişman değilim ama herkese söylediğim gibi benimki biraz cahil cesareti gibi oldu.

Sonuç olarak içimde kalacak değildi ya doğurdum:) Peki ya kocam neredeydi? Bütün filmleri ve klişe doğum sahnelerini unutun öyle elini tutan koca nerdeeeeee..sahne şöyle: kocam Uzay'ın fotoğraflarını çekiyor, ben hemşireye yarım saat içinde bebeği yanıma getirirsiniz değil mi diye soruyorum (o halde bile bir organizatörlük te allaım), hemşire Uzay'ı burnuma sokuyor Uzayı doğru dürüst göremiyorum, Doktor hemşireye benim için "şoka girdi heralde diyor. Ama bilmiyordu ki  bana hiçbirşey anlatmadığı, beni psikolojik olarak bu duruma hiç hazırlamadığı için ona gıcık kapmışım, küsmüş konuşmuyorum:)

Bir de bunun üstüne çocuğu çıkarır çıkarmaz bunun adı "Deniz" olsun benim kızımın adı demez mi. hımm kem küm olur molur dedikten sonra odaya kontrole gelince 'adını Deniz koydunuz mu? diye soruyor, benim cevabım aynı kendisi gibi kısa ve net oluyor: "Hayır"!


















Google image değil gerçek Uzay ayağı:)

Hiç yorum yok: