Benjamin Button gibi hikayenin başına
dönmek istemezdim ama bu bebelerin bir de çıkış hikayeleri oluyor. Her
anne için başka başka hikayeler ve travmalar yaşandığını söylesem
yanlış söylemiş olmam zannımca.
Hamileyken
sokakta tanımadığım insanlar, asansörde komşu kadınlar beni durdurup
durdurup kendi doğumlarını anlatıyorlardı. O zaman bu çok garibime
gitmişti ama kendim de doğurunca ve kendi hikayemi milyonlara anlatasım
gelince, travmalar paylaştıkça güzel hissiyatına ben de kapıldım.
İlk defa doğum yapılacaksa inanılmaz bir "bilinmeyen"in
içinde buluyor insan kendini ve takdir edersiniz ki insan bilinmeyenden
aşırı derece korkar. Milyonlarca kere yaşanmış bir durumun bu kadar
bilinmez bir hal alması da ilginç ama benim durumumda bu durumu sevgili
old-school karizmatik doktoruma borçluyum diyebilirim.Saçlarındaki aklar
kadar doğum yaptırmış Dr.Who amcamız kadınlarla uğraşmaktan sıkılmış
veya mesleki deformasyona uğramış olacak ki yüzlerce sorumu "daha belli
olmaz", "bakalım görelim", "zamanı gelince" şeklinde kısa kısa cevaplayarak bu
bilinmeyen durumu iyice ortaçağ karanlığına gömdü sağolsun.
40.haftaya
yaklaşırken Uzay bey de içinde yaşadığı habitatı çok ekmek elden su
gölden görmüş olacak ki gelmek bilmedi. Doktorun doğumdan önceki son
kontrolümde laf arasında perşembe gelin de bebeği suni sancıyla alalım
demesi beni internetteki bütün forumlardaki suni sancı hikayelerini
okumaya itti ve tabiki daha da korkmama sebep oldu .
Suni
sancı dediğimiz şey kolunuza bağlanan bir serum ve suni bir şekilde
kasılmanızı sağlıyor. Doğum yapacakları korkutmayı gerçekten istemem ama
özellikle son bir saatte çektiğim acının resmini sanırım abidin amca
bile yapamaz. Ama doğurduktan sonra böyle bir rahatlama yok:) Normal
doğum yaptığım için pişman değilim ama herkese söylediğim gibi benimki
biraz cahil cesareti gibi oldu.
Sonuç
olarak içimde kalacak değildi ya doğurdum:) Peki ya kocam neredeydi?
Bütün filmleri ve klişe doğum sahnelerini unutun öyle elini tutan koca
nerdeeeeee..sahne şöyle: kocam Uzay'ın fotoğraflarını çekiyor, ben
hemşireye yarım saat içinde bebeği yanıma getirirsiniz değil mi diye
soruyorum (o halde bile bir organizatörlük te allaım), hemşire Uzay'ı burnuma sokuyor Uzayı doğru dürüst göremiyorum, Doktor hemşireye
benim için "şoka girdi heralde diyor. Ama bilmiyordu ki bana hiçbirşey
anlatmadığı, beni psikolojik olarak bu duruma hiç hazırlamadığı için ona
gıcık kapmışım, küsmüş konuşmuyorum:)
Bir
de bunun üstüne çocuğu çıkarır çıkarmaz bunun adı "Deniz" olsun benim
kızımın adı demez mi. hımm kem küm olur molur dedikten sonra odaya
kontrole gelince 'adını Deniz koydunuz mu? diye soruyor, benim cevabım
aynı kendisi gibi kısa ve net oluyor: "Hayır"!
Google image değil gerçek Uzay ayağı:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder