Kaan Sezyum'un da dediği gibi gündemin patates olduğu bu günlerde yok uzay şöyle yaptı böyle dedi demek tabiki içimden gelmiyordu. önce bir çocuğun pencereden atlaması, sonra Berkin ve Burakcan'ın ölmesi, bir bebeğin menenjitten ölmesi, üstüne de benim o arabalı vapura her binişimde korktuğumun başlarına gelerek arabanın denize düşüp bir çocuğun ölmesi. offf içim sıkılıyordu, gözlerim sürekli yaşlı deli meczup gibi evde dolaşıyordum. Önceki yazılarımda bahsettiğim vesvelere yenilerini ekliyordum. Kocam'ın da en son sen iyice türk anası oldun hergün yeni bir korku geliştiriyosun demesi de hiç hoş değildi. o ne anlar ana olmaktan..sen çocuğunun geleceğinden bir kuple hayal edip gözlerin sulansın, sonra o çocuk cup denize düşsün off yine içim darlanmıştı, ben de niye yazıyosam bu yazıyı, ne biliyim işte heralde şunu demek istiyorumdu: çocuk sahibi olma hayali tatlış tontiş bir ideal gibi geliyor, işte bir çocuğumuz olsun kolay bir cümle, ama sahip olunca sahip olmanın dayanılmaz ağırlığı ve sorumluluğu altında hergün eziliyorumdu.çocuklar ölmesindi.the end
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder