23 Ocak 2014 Perşembe

Nasılsın Houston?

Hep Houston we have a problem..problem problem...hep kendini düşün...hele bi sor Houston'ın bir problemi var mı.

Anaysan bir nevi Houston'sın. Hep bir problem çözüyorsun, biri de sormuyor ki sen nasılsın. İstisnalar var tabe. En bi sevdiğim dostum Gözdem de dediydi: insanlar bebek olduktan sonra hep bebeği soruyor, anneyi soran yok diye. Sonra da bana hep sorar saolsun sen nasılsın diye:)

Arkadaş vücudun değişmiş, kilolar almış başını gitmiş, hayatın kompil değişmiş, bir kitaba bir müziğe bir sinemaya iki sosyalleşmeye hasret kalmışsın. Hamileyken ilgi manyağı olan kadını bebek olduktan sonra kullanılmış mendil gibin at fırlat, oldu bebişim ben size dönücem...hattori hanzo gibi döne döne hepinizi ikiye bölerim haa..anneeeee ben psikolojik manyak oldum.

iyi geceler dünyalılar! (biz dost değiliz)

16 Ocak 2014 Perşembe

heleloy

bu yazdıklarımı facebook'ta paylaşmıcam, hanginiz bakalım blogu kendiliğinden açacak, okuyacak. Öyle linke basıp okumak kolay. Ama sen! sen benim gerçek dostummuşsun meğer, canım benim:) yok yok ya hepinizi seviyorum da işte sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırdım. Hava da çok kötü, evde sıkıştık, sıkışmışlığımı anlıyorsun değil mi?

14 Ocak 2014 Salı

He is a Maniac

Sakin sakin otururken beyin üstü çakılan şeye ne denir?

Sorunun iki cevabı var: Sarhoş bir arkadaş veya bir bebek

Hayatımızın bir zamanında hepimiz sarhoş bir arkadaşımızla ilgilenmişizdir. İstemsiz kontrolsüz çılgın hareketler. İşte bebeğiniz olduğunda o sarhoş arkadaşınızla her dakka ilgilendiğinizi düşünün. Hell yeah!

Geçen gün Uzay sakin sakin yerde oturarak oynuyordu ve her tarafına yastık koyarak sözde aldığım önlemleri aşarak beyin üstü parkenin üstüne çakıldı ve hiç ağlamadığı kadar ağladı.2 dakka sonra da gülmeye başladı:) Hakan Günday'ın da dediği gibi her bebek biraz manik depresif galiba:)


2 Ocak 2014 Perşembe

Kamusal Bebe

Bir bebeğiniz olduğu zaman sanmayın ki bebeğiniz sadece size aittir. No no no...Bebeğiniz artık kamuya da aittir.

Yolda yürürken, bir restorantta otururken bebeğinizi çok sevimli bulan teyzeler, annaneler dedeler ve genç kızlı erkekli gruplar mutlaka size laf atıp, bebeğinizin orasını burasını mıncıklamak, öpmek amacıyla sizin yanınıza gelecektir. Sorular ve yorumlar hemen hemen hepsinde benzer. Kaç aylık? Erkek mi? Adı ne? Benim kaynımında var aynısından:)

Beni bilen bilir ben aşırı derecede yeni insanlarla tanışmayı severim mahallenin muhtarı gibi.. bir efendim etkileşim olsun, tepkileşim olsun hayata bir renk kattığını düşünürüm ama bazen insanların gerçekten kantarın topuzunu kaçırdığını düşünüyorum.
 
Soruyorum: en azından kibarlık namına bir izin istemek gerekmez mi anneden babadan? Sonuç olarak 18 yaşına kadar tapusu benim bu çocuğun! (dermişim:) Minicik bebeği alnından cork diye öpüyosun, tombil kollarını bacaklarını mıncırıyorsun. Çocuğum kamusal olmuş, herkes "sanki" herşeyi yapmakta özgür! Yurtdışında olsa polis gelir (o kadarı da fazla da). Örneğin, yıllar önce Hollanda da çok sevimli bir çocuğa patates kızartması uzatmıştım da, babasının çocuğu benden bir kaçırışı vardı, kendimden utandım.

Son olarak Taksimde yürüyoruz etrafımızı yine teyzeler sarmış, onlar gittikten sonra sinirledim ve kocama "ya millet çocuk mu görmemiş" demiştim. Bir esnaf beni duymuş, arkamdan şöyle bağırdı:

"Ama çok tombullllll!"

ve sanki aydınlanmıştık, artık herşey çok netti.

not: isyanım tanımadık insanlaradır, eşimiz dostumuz sakın alınmasın, Uzay'ı sıktırmaya devam:)